Değerli hemşerilerim merhaba,
Hepiniz Ankara Kent Konseyi’nin yapılan altıncı, geçerli olan beşinci genel kuruluna hoş geldiniz.
Önce (beni tanımayan hemşerilerim için) kendimle ilgili birkaç cümle söylemek isterim.
YANSI 2 1960 yılında Samsun’da doğup, 1971 yılında Trabzon’da ilkokulu bitirdikten sonra, 11 yaşımda Ankaralıların hemşerisi oldum. Yedi yıl yatılı öğrencilik yaptığım Ankara Atatürk Anadolu Lisesinden ve sonrasında ODTÜ İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun oldum. 53 yıldır Ankaralıyım.
2000 yılında yazdığım ÖZ GELECEĞİM doğrultusunda: 2000 yılında DUYARLI YURTTAŞLIK, 2011 yılından sonra da mesai saatli profesyonel çalışma hayatıma son verip AKTİF YURTTAŞLIK yapmaya başladım.
YANSI 3 Çayyolu Semt Meclisi, Ayrancı Semt Meclisi ve Güvenevler Mahalle Meclisinin çağrıcıları arasında oldum. Çankaya Kent Konseyinde ve Ankara Kent Konseyinin Semt Kültürü Çalışma grubunda da aktif gönüllülük yapıyorum. 2019, 2020 ve 2021 yıllarında ODTÜ Mezunları Derneği delegesi olarak görev yapmıştım.
Bugün buraya 1948 yılında kurulmuş olan Türk Mühendisler Birliği Derneği delegesi olarak geldim. Temsilciliğim ile ilgili kararı Derneğimin Yönetim Kurulu aldı. Ben de biraz sonra sizlerle paylaşacağım görüşlerimi Derneğimiz üyelerinin whatsapp sayfasında paylaştım. Rızalarını aldım. Yani siz beni AKK sözcüsü seçene kadar Derneğimin sözcüsü olarak size hitap edeceğim.
Dileyenler, benimle ilgili daha fazla bilgi için www.mehmetcpeker.biz web sitesine veya “mehmetcpeker” isimli sosyal medya hesaplarıma bakabilirler. Son on yılda yazdığım iki kitabımın pdf kopyalarına web sitemden ulaşıp okuyabilirler. Şu sıralar yazmaya başladığım üçüncüsünü de seneye bu zamanlar dileyenlerin yine web sitemden okuyabileceklerini umuyorum.
YANSI 3
YANSI 4 Kendimi tanıttıktan sonra sözlerime BİRKAÇ SORU ile başlamak istiyorum. İlk sorum aranızda Çankaya veya Yenimahalle veya herhangi bir ilçe KK delegesi de olan, sözünü ettiğim KK süreçlerinde de aktif olan kaç kurumsal yapı var öğrenmek isterim. El kaldırarak kendinizi ifade etmek ister misiniz?
Salondaki 1.500 den fazla kurumsal yapının yaklaşık % .. sinin hem ilçe Kent Konseylerinde hem de Ankara Kent Konseyi’nde aktif olmalarını hep birlikte yorumlamamız önemli.
İkinci sorum; BİZLER NEDEN BURADAYIZ? SİZLER NEDEN BURADASINIZ? Ankara’mızın %60’dan fazla oy almış bir Belediye Başkanımız var. Belediye Başkanımızın kendisi ile uyum içinde çalışabileceği Belediye Meclis Üyeleri çoğunluğu da var, kentimizi yönetiyorlar.
Ayrıca Ankara Kent Konseyi NEDEN var? Bizler neden AKK Genel Kurulu için bu güzel Pazar gününde ailemiz, sevdiklerimiz ile değil de bu sıcak ve kalabalık salondayız?
ÇOK önemli bir soru daha var, cevaplanması gereken; AKK’nin üyeleri olduğumuz Dernekler, Meslek odaları, Birlikler, Federasyonlardan FARKLARI nelerdir?
Biraz önce izlediğiniz görsellerdeki etkinliklerden hangilerini üyeleri olduğumuz yapıların oluşturdukları Platformlarda yapamazdık?
Peş peşe zor birkaç soruyu daha birlikte düşünmeye ne dersiniz?
DEMOKRASİ nedir? Demokrasi kültürümüzü geliştirmemize ihtiyaç var mı?
Sivil Toplum Örgütlerimizde, Meslek odalarımızda, sendikalarımızda YKB veya YKÜ olarak birkaç dönemden daha fazla görev yapılmasının nedenleri nelerdir?
Kent Konseylerinin demokrasi Okulu olabildikleri kentlerde hayaller, ihtiyaçlar daha kolay paylaşabilir, ortaklaştırılabilir mi? Sistemde oluşabilecek darlıkların sinyalleri daha kolay algılanıp yönetilebilir mi?
Evet, değerli hemşerilerim ana sorularımız; BİZ NEDEN BURADAYIZ? Genelde KK ve özelimizde AKK‘nin cazibesi nedir? KK’leri ve AKK neden çok değerli?
Bence bugün hep birlikte bunu sorgulamamız gerekiyor. Ve olabildiğince çok kişinin, delegenin, Ankaralının bu kürsüye çıkıp bunun cevabını vermesi gerekiyor.
YANSI 5 Ekranda gördüğünüz yansıda yazılı olan 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 9, 13, 17 & 18, 24, 37 & 38, 76 ve 77 inci maddelerini daha önce eminin sizler de okumuşsunuzdur.
Abartısız söylüyorum, ben yüzlerce kez okudum. Okumak ile yetinmeyerek komşularım ve hemşerilerim ile söz konusu maddelerdeki HAKLARIMIZI anlamak ve anlamlandırmak için üzerine çokça da sohbet ettik.
Yüzlerce okumak neden mi? Ekranda gördüğümüz maddelerde yazılı haklarımızın iyi anlaşılarak içselleştirilmesinin Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti ve Sosyal Hukuk devletinin ikinci yüz yılının yeniden inşası için çok önemli olduğuna inanıyorum. Onun için defalarca okudum, okuduk, okuyoruz.
Biraz önce sorduğum NEDEN BURADASINIZ sorusuna benim kişisel cevabım; Kent Konseylerini DEMOKRASİ OKULU olarak görmem ve bu okul aracılığı ile Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti ve Sosyal Hukuk devletinin ikinci yüz yılının Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bıraktığı yerden devamla inşasına Ankara’da yaratacağımız iyi örnekler ile hem kendimize, hem kentimize hem de diğer kentlerdeki yurttaşlarımızın yaşam kalitelerine katkılarımız olabileceğine inanmam.
YANSI 6 Konuşmama ekranda gördüğümüz 5393 / 13 maddesi ile devam etmek istiyorum. Bence Hemşeri Hukukunu iyi anlamak çok önemli. Yaklaşık 6 milyon kişinin yaşadığı kentimizde sadece 1.7 milyonumuzun yani yaklaşık %28’imizin Ankara nüfusuna kayıtlı olduğunu %72’mizin hala farklı kentlerin nüfuslarına kayıtlı olduğunu bilmemiz, kentimiz yaşam alanlarını ve yaşam kalitesini değerlendirmemizi kolaylaştıracaktır diye düşünüyorum.
UNUTMAYALIM! Haklar, yaşanan yere dairdir, değerli hemşerilerim. Yaşadığımız yer olan Ankara’mızın hemşerileri olarak bugüne dair ihtiyaçlarımıza ve Ankara’mızın geleceğine odaklanarak, Ankara’da yaşayan hemşerilerin HAKLARINI ve SORUMLULUKLARINI hep birlikte anlamlandırmalıyız!
Bu bağlamda, Ankara Kent Konseyi bileşen temsilcileri olarak bizlerin görevi, hepimizi toptan etkileyen kent yaşantısını iyileştirmek, Ankara’yı her yönden (toplumsal, ekonomik, mekansal, kültürel) yaşanılası bir yer yapılmasına katkı vermek olmalıdır. Kaçmak istenen yer veya mecburen yaşanan bir kent değil, nüfusuna kayıt olunan, uzak kalındığında ÖZLENEN ANKARA’yı hep birlikte oluşturmalıyız!
YANSI 7 Bence en büyük zafiyetlerimizden biri, ekranda gördüğümüz 5393 / 76 ve 77 inci maddelerini yeterince anlayamayıp, uygulama süreçlerinde kafa karışıklıkları yaşamamız. Eğer bizler yazılanları okuyup anlayabilirsek; ekranda gördükleriniz dahil daha önce ifade ettiğim maddeler arasında ASLINDA bir yetki ve uygulama karışıklığı olmadığını da rahatlıkla söyleyebiliriz.
YANSI 8 76 Maddede tarif edilen Kent Konseyleri maddesinin ve Kent Konseyleri Yönetmeliğinin bizlere, kentlilere, hemşerilere sağladığı ÖZEL ve ÖNEMLİ HAKLARA dikkat çekmek isterim.
Söz konusu maddede HAKLARIMIZ ÇOK NET ifade edilmiş; faaliyetlerimizin etkili ve verimli yürütülebilmesi için Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından YARDIM VE DESTEK verilmesi ve kentimiz ile ilgili önerilerimizin TAVSİYE KARARI olarak Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin ilk toplantısının gündemine alınması.
Kent yaşamına katılımı kolaylaştırmak için, Belediye Meclisi ile Kent Konseyinin, Belediye yönetimi ile KK Yürütmesinin, KK organları olan Meclisler ve çalışma grupları ile STÖ ve Meslek odalarının, Muhtar ve Muhtarlık heyetleri ile semt/mahalle derneklerinin farklı ve çakışmayan/çelişmeyen rolleri olduğunu unutmadan 5393/76 maddeyi anlamaya, anlamlandırmaya çalışmakta yarar var.
YANSI 9 AKK ne sağlanacak desteklerin en önemlisi hatta ilki AKK’ne kendi inisiyatifi ile kullanabileceği bir mekan, bir bina sağlanmasıdır. Tıpkı Çankaya’da, Etimesgut’ta ve diğer kentlerde olduğu gibi. Geçen hafta yaşadığım sevimsiz bir olay sonrasında hem ilgili görevliden, hem de AKK’nin bir YK üyesinden “Atatürk Bulvarı 18 Numaradaki binanın AKK’ne değil ABB Özel Kalemine tahsisli olduğu, özel kalemin de AKK’ye kullandırdığını” öğrenince hayret etmiş ve bunca yıldır bir levhamızın bile olmayışının nedenini geç de olsa anlamıştım. Üç gün önce ise binamıza AKK levhası konduğunu görmek beni mutlu etti. Umarım binanın tahsisi işleminde de özel kalem aradan çıkarılmıştır. Artık kullandığımız bina AKK’nin yani Ankaralıların olabilmiştir.
YANSI 10 ABB yetkilileri bu tabloyu gördüklerinde ne kadar çalışkan ve üreten bir platform olduğumuza inanacaklar ve kullandığımız binamızı bize tahsis edecekler, diye düşünüyorum. Ne kadar etkileyici rakamlar değil mi? 10 Meclis, 48 ÇG, 56 AÇG, 5 GK, 120 TK, 3 uluslararası, 10 ulusal ödül. HARİKA. Herkesin emeklerine sağlık. Reklam eş değer TL’yi anlamadım ama yakında anlama şansımız olacaktır, eminim.
Benim için en önemli rakamlar; 10’a çıkan Meclis sayısı ve 120’ye çıkan Tavsiye Kararı sayısı. 120 TK ile ilgili gelişmeleri ilgili ÇG ve Meclis temsilcilerinden dinlemek için heyecanlanıyorum. Keşke bu sene 101. yılda 101, seneye 102. yılda 102 TK vermeye devam edebilsek, diyorum. Sizler ne dersiniz?
Kulağa hoş gelen rakamlar ile oynamak ve projeler geliştirerek eğlenmek istersiniz, değil mi? Biraz sonra bu konu ile ilgili birkaç cümle daha söylemek isterim.
YANSI 11 Biraz önce anlamadığımı söylediğim rakam sanıyorum AKK sözcülüğüne aday olmamın ikinci nedeni ile ilgili.
Bence, beş yıldır “ETKiNLİKLER yapmak ve PROTOKOL ilişkileri kurmak” yaklaşımı ile sürdürülen dönem ARTIK bitmelidir, sizler tarafından bitirilmelidir.
ARTIK hep birlikte geleneksel SİYASET KÜLTÜRÜMÜZÜ DEĞİŞTİRMEYE, DEMOKRASİ KÜLTÜRÜMÜZÜ GELİŞTİRMEYE odaklanmak zamanıdır. ARTIK Ankaralı hemşerilerimizin AKK’ni anlamaları, anlamlandırmaları ve yaşam kaliteleri ve yaşam alanları ile ilgili sorumluluk almaları zamanıdır.
Bu vesile ile, önceki iki dönem görev yapmış ve bu dönemde de yeniden göreve talip olan hemşerilerimize TEŞEKKÜR ediyor ve ADAYLIKTAN ÇEKİLEREK EMANETİ DEVRETMELERİ İÇİN GEÇ OLMADIĞINI kendilerine hatırlatmak istiyorum.
Beş yıldan sonra yine aday olan hemşerilerimiz adaylıktan çekilme önerimi düşünürlerken, aramıza yeni katılan hemşerilerimiz için, Genel Kurulların ANLAMI ve son beş yılın Genel Kurullarındaki performansımızı özetlemekte yarar var, diye düşünüyorum.
YANSI 12 KK Yönetmeliği bizlere “Çalışma gruplarınızda ve Meclislerinizde Ankara’nın ihtiyaçlarını tartışın uzlaşın, sonra farklı ilgi ve bilgi alanlarından gelen tüm delegelerin bulunduğu genel kurula taşıyın, orada da onaylanırsa ilk Belediye Meclisi toplantısının gündemine götürün” diyor, değerli hemşerilerim. Bundan daha değerli bir HAK olabilir mi? Belediye Meclisimiz Ankara‘mızın bugünü ve geleceği ile ilgili kararlar almak için her ay en az beş gün toplanıyor. ONLAR her ayın ikinci haftasında en az beş gün toplanıp kentimizle ilgili kararlar alırlarken, Peki ya biz neler yapıyoruz?
O Belediye Meclis toplantılarına başka hiçbir kuruma verilmeyen “gündem maddesi önermek” hakkı olan biz, ne kadar sıklıkla bir araya gelip kentimizin ihtiyaçlarını konuşuyor, Tavsiye Kararları oluşturuyoruz?
(29 Haziran 19/ 5 Ekim 19/ 29 Şubat 20/ 10 Temmuz 21/ 2 Mayıs 23/ 7 Temmuz 24) Yönetmelik ve Yönergede yılda en az iki kez yazıyor olması sebebi ile beş yılda EN AZ ON kez genel kurul yapmış olmamız gerekirken, biz beş yılda sadece dört geçerli genel kurul yapabilmişiz, bugün beşincisini yapıyoruz. En azın yarısı kadar bile GK yapılamayışı Covid Pandemisinin kısıtlarına da yaşanan Maraş depremi etkilerine de bağlanamaz değerli hemşerilerim.
Geçen sene 2 Mayıs 2023 tarihinde, yaklaşık 14 ay önce çevrimiçi yapılan (katılan yaklaşık 200 delege sayısı düşünüldüğünde) çok az katılımın olduğu o seçimsiz genel kuruldan bugüne kadar HİÇ Genel Kurul yapmamışız. Bugünün gündemi de sadece seçimler ile kısıtlı tutularak ABB Meclisine Tavsiye Kararı gönderilmesi birkaç ay daha ötelenmiş. Yani 2023 Mayısından 2024 Ekimine kadar 17 ay GK yok dolayısı ile TK da yok. Sanki Ankara’mızda yaşam durmuş, ihtiyaçları konuşmaya gerek yokmuş gibi. Nedenini anlamak gerçekten mümkün değil.
Bence bu tavır; KK varlık nedenini, sahip olduğu hakları anlayamamak veya inkar etmek veya en azından umursamamak demektir.
2 Mayıs 2023 tarihinde yaklaşık 200 delegenin katılabildiği çevrimiçi gerçekleştirilen bir önceki genel kurulda Tavsiye Kararı hakkını bir algı yönetimine kurban edilerek “100. yılda 100 tavsiye kararı” isimli bir projenin ilk ayağı gerçekleştirildi. Birkaç ay gecikerek de olsa, ABB Meclisine iletilen dosyamız ekleri olmadığı için Meclis tarafından iade edilmiş, sanıyorum.
Tabii ki sonrasında süreç ilgili arkadaşlar tarafından takip edilmiştir. Ama bileşenlerle paylaşılmış hiçbir bilgi yok. Semt Kültürü ÇG olarak sondan bir önceki toplantımızı 13 Haziran Perşembe günü yaptık. (GK öncesi son toplantımızı da 3 Temmuz Çarşamba günü Gençlik Parkında bir çay bahçesinde yaptık. Çünkü AKK yine halka ve çalışma gruplarına kapalı idi. Mevcut yönetim kapalı kapılar ardında genel kurula hazırlanıyordu, muhtemelen) Neyse, konumuza dönersek, Çalışma grubu olarak 14 ay önce hazırladığımız üç tavsiye Kararının akıbeti bizlere iletilmedi. Sözcülerimize sorduk, onların da bilgisi yoktu. “AKK sekreteryasına sormasını istedik. Soruldu. “120 Tavsiye Kararının hepsi kabul edildi. Zafer hocamız genel kurulda bilgi verecek.” dediler. Kabul edilen Tavsiye Kararları ile ilgili uygulamaları kimler nasıl takip ediyorlar. Sizce bu süreç böyle mi işlemeli? ULUSLARARASI ÖDÜLLER almış olan bir Kent Konseyine hiç yakışmıyor, bence. AKK kesinlikle böyle bir yönetim anlayışını ve sürecini hak etmiyor.
Nüfusuna kayıtlı olduğum 10.000 nüfuslu ilçemde, her ayın ilk haftasında yapılan Belediye Meclis toplantısı gündeminde sabit bir madde var “KK Tavsiye kararları”. Sanıyorum dördüncü madde idi. Her Belediye Meclisi toplantısının dördüncü maddesi olarak Fındıklı Kent Konseyinden gelen Tavsiye kararları tartışılıyor. KK temsilcileri de orada oluyor, süreç olması gerektiği gibi gelişiyor. Hemşeriler hep birlikte demokratik haklarını ve süreçleri öğreniyorlar. Neden biz de benzer uygulama olmasın?
YANSI 13 Çayyolu Semt Meclisinin bu sene yapılan GK’da benzer bir karar alındı. Çankaya Kent Konseyi GK yapılınca TK kararı önerisi olarak gündeme gelecek ve muhtemelen Çankaya Belediye Meclisinin Ekim ayı gündemine sunulacak.
Birkaç yıl önce, Odunpazarı Belediyesini ziyaretimizde, Meclis salonunda KK koltuğu vardı. Geçen ay bir panelde BB Sn Kazım Kurt “şeffaflık ve katılımcılık adına” özel koltuk sayısını dörde çıkarttıklarını söyledi. KK, Sendikalar, ..
Allahtan iyi örnekler var da, UMUT BİTMİYOR ..
Ekranda da gördüğünüz gibi; Çayyolu’nda on yıldır genel kurullar her sene ikişer gün yapılıyor. İlk gün değerlendirmeler yapılıyor, ikinci gün de olası temsilciler belirleniyor. Yanlış duymadınız, belirleniyorlar dedim YK üyeleri seçilmiyorlar, aday oluyorlar birer yıl için sorumluluk alıyorlar.
Zira YK sadece çalışma mekanizması olan çalışma gruplarının üretimlerini koordine ediyor ve veya kolaylaştırıyorlar. YK Koordinasyon Kurulu gibi çalışıyor yani .. Bu başarılı iyi örneğe katkılarımızdan dolayı beni ve bir komşumu Doç Dr Savaş Zafer Şahin Atılım Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde bir dersine konuk olarak davet etmiş, öğrenciler ile sohbet etmek gururunu yaşatmıştı.
Bilmeniz gerektiğini düşündüğüm bir diğer iyi örnek de; Çankaya Kent Konseyinin 24 ve 25 Mayıs 2019 günlerinde ülkemizdeki ilk ve tek Genel Kurulu gerçekleştirmiş olması. İlk gün değerlendirmeler ile geçmiş, ikinci gün de bireysel adayların oluşturduğu çarşaf listeler ve sandık kullanılarak seçim yapılmıştı. Doç Dr Savaş Zafer Şahin bu iyi örneği de çok iyi bilir zira kendisini ilgili Genel Kurula Divan başkanı olmaya bizler davet etmiştik.
Bunlar çok zor şeyler değil değerli hemşerilerim. Hepimizde olması gereken iki basit değerin KK çalışmalarında da öne çıkarılması gerekiyor İYİ NİYET ve SAMİMİYET. Hemen ardından da HAK ve SORUMLULUK kavramlarının altını doldurabilmek gerekiyor.
YANSI 14 Diğer bir ÇOK ÖNEMLİ KONU da, sadece AKK’nde değil Türkiye Kent Konseyleri Platformu’nda da tartışılan (neden tartışıldığını anlayamadığım) bir konu. “Yerel seçimleri takip eden” KK seçimli genel kurul davetinin Belediye Başkanı tarafından yapılması konusu. Benim için konu çok net. KK yönetmeliğinin geçici maddesinde ifade edildiği gibi; KK olmayan kentlerde ilk kuruluş genel kurulu çağrısı, seçimi takip eden üç ay içinde BB tarafından yapılır. Sonrası MEŞRU ve HUKUKİ çalışmalarına başlayan KK tarafından yürütülür.
Şu an bizim (bence yanlış şekilde) uyguladığımız gibi devam ederse ve 2029’da demokrasi kültüründen nasibini almamış, kente ve kentliye mesafeli biri belediye başkanımız olursa (ağzımdan yel alsın) KK GK daveti yapmayarak bu DEMOKRASİ OKULUNU kapatabilir mi? Veya Çankaya Kent Konseyinde olduğu gibi birkaç ay öteleyebilir mi? Öyle olamaz değerli hemşerilerim. Ankara Kent Konseyimiz var ve seçimlerden ve Belediye Başkanlarından bağımsız olarak var olmaya devam edecek. Eminim Sn. Mansur Yavaş da bu dileğimize katılacaktır. Bu nedenle tüm KK etkinliklerinin ve seçimli seçimsiz genel kurulların ev sahibi ve çağrıcısı ABB değil Ankara Kent Konseyidir.
Belediyemiz de 5393 sayılı Belediye Kanunu ve Kent Konseyleri Yönetmeliği gereğince lojistik yardım ve idari destek sağlar.
Ankara’mızda, yarın sabah başlayacak olan yeni dönemde, ülkemiz genelinde de hasret kaldığımız HUKUK, genel kurullarda sizlerin belirlediği kararlara ve tabii ki ilgili mevzuata uygun bir şekilde uygulanacak değerli hemşerilerim.
Hepimiz HAKLARIMIZI öğreneceğiz ve SORUMLULUKLARIMIZI yerine getireceğiz ve Ankara Kent Konseyini Ankara DEMOKRASİ OKULU yapacağız.
Bu bağlamda (yılda en az dört genel kurul yapılması için Semt Kültürü ÇG tarafından hazırlanan önergeyi kesinlikle destekliyor ve keşke yılda en az altı genel kurul yapılabilse diyorum)
(Kırsal Kalkınma Çalışma grubunun Beypazarı ilçesi Uruş mahallesinde Maden ocağı açılmaması için ilgili ÇED sürecine ABB’nin de müdahil olması için hazırladığı Tavsiye Kararının alınmasını da kesinlikle destekliyorum)
(Kırsal Kalkınma Çalışma Grubu ve Semt Kültürü çalışma gruplarının Meclis olmak istemelerini çok doğru buluyor, kesinlikle destekliyorum)
YANSI 15 Sn. Mansur Yavaş ile SİYASİ değerlerimizin farklı olmasına rağmen kendisini iki seçimdir desteklememin nedeni; kendisinin İNSANİ değerlerine olan güvenimdir. Kendisinin hoş görüye, hak, hukuk ve adalete, şeffaflığa ve Ankaralıların hemşerilik hukukuna verdiği önemi saygı değer buluyor ve izliyorum.
Kent Konseyleri ile ilgili farklı anlamlandırmalar ve uygulamaların olduğunu da sizlerin bilgilerine sunmam da yarar var. Eskişehir’de Yılmaz hocamız, Bursa’da Sn Mustafa Bozbey vd sonra şimdi de Ankara’da Mansur Yavaş’ın farklı denemeleri gündeme geliyor. Bence bu yaklaşım farklılıkları doğru değil. Ülke genelinde konuya en çok değer verip kafa yoran BB Sn Mustafa Bozbey’in söylediklerinin dinlenmesi ve açtığı alanlarda yapılanların izlenmesi yararlı olacaktır.
Yarın AKK’de başlayacak olan yeni dönem için ÖNEMLİ ÖNERİLERİMDEN biri de, ABB teknokratları ile ABB’nin Stratejik Planının yazılması ve güncellenmesi süreçlerinde daha fazla birlikte ve etkili olunmasıdır. Ekranda Çayyolu Semt Meclisinin Çankaya Belediyesi’nin 2015 2019 stratejik planına çok önemli katkısını görüyorsunuz.
Ayrıca Belediyemiz tarafından iyi niyetle birkaç yıldır yapılan KATILIMLI BÜTÇE hazırlanması girişimlerinin seminer ve eğitimler ile desteklenmesini çok önemsiyorum. Umarım birkaç yıl sonra ABB Bütçesi içinde tek haneli de olsa yüzdeler ile ifade edilebilecek tutarlarını AKK bileşenleri olarak bizler belirleyebileceğiz.
Yarından itibaren değişecek anlayış sonrasında, KATILIMLI Bütçenin küçük ama önemli bir parçası da Ankara Kent Konseyinin BÜTÇESİ olacak. Ekim ayında yapılacak olan AKK GK’na tüm Meclislerimiz ve ÇG 2025 bütçe taleplerini getirecekler, orada tartışacağız ve konsolide edeceğiz. ABB kasasında … TL bütçenin AKK genel giderleri ve çalışmaları için bloke edilmesini ABB Meclisinden isteyeceğiz. Kimseden lütuf değil kanuni destek hakkımızı isteyeceğiz, alacağız.
Böylelikle ABB bürokrasisini kısa vadeli sürpriz taleplerimizle zor durumda bırakmayacağız. Hep birlikte hayal kurmayı, plan yapmayı ve birlikte yaşamayı öğreneceğiz değerli hemşerilerim. Bu önerilerin tümü kentimizdeki örgütlü yapılarımızda ve AKK’nin organlarında tartışılacak ve AKK genel kurullarında değerlendirilerek ABB Meclisine sunulacak.
Bu süreçteki en önemli adımlardan biri de, ABB Belediye Meclis üyeleri dahil, teknokratı, bürokratı, istisnasız tüm çalışanlarının Kent Konseyinin 5393 sayılı Belediye Yasası 76 maddesi kaynaklı haklarını anlamalarının, rahatsız olmak yerine saygı duyup alan açmalarının sağlanması olacak. Bu konuda Belediye Meclis üyelerinden başlayarak tüm ABB çalışanlarına “KK nedir? Ne değildir?” seminerleri verilmesi için bir Tavsiye Kararı almamızı ve sonrasında da ilgili ABB Meclisine sunulmasını çok önemsiyorum.
YANSI 16 Sizlerle iki önerimi daha paylaşıp desteklerinizi aldıktan sonra kürsüden ineceğim.
İlki; DUYARLI ve AKTİF hemşeriler olmaya karar vermemiz ile ilgili. Ankara Kent Konseyi Meclisleri ve Çalışma Gruplarında bir araya gelerek yaratacağımız GÜVEN ilişkileri sonrasında, her yapının ABB’deki kendi uzmanlık ve ilgi alanında ABB birimleri tarafından neler yapıldığını izlemek, bilgilenmek, anlamlandırmak ile ilgili sorumluluklar alıp DUYARLI HEMŞERİLER olmaya başlayalım.
Sonrasında da ilgili uygulamalara olumlu veya olumsuz tepkiler vererek ve eksik veya yanlış gördüklerimiz ile ilgili Tavsiye Kararları oluşturup her ayın ilk haftasında ABB Meclis gündemine sunarak AKTİF HEMŞERİLER olduğumuzu herkese gösterelim. Ne dersiniz değerli hemşerilerim? İzleyici olmak yerine ANKARANIN ÖZNELERİ olmaya var mısınız?
Ankara’mızın geleceğini konuşmak için istekli, iddialı olmaya var mısınız? Mesela 0 – 6 yaş arasındaki tüm Ankaralı çocukların iyi eğitilmesi ve potansiyellerinin keşfedilmesi, zenginleştirilmesi için okul öncesi eğitim fırsatlarının istisnasız tüm mahallelerde yaşayan çocuklara sağlanması için mücadele etmeye var mısınız?
Kentimizin NAZIM İmar Planının ve Ulaşım planının uzmanlar ve Ankaralılar tarafından birlikte konuşulmasını, güncellenmesini sağlamak için takip etmeye var mısınız?
5393 / 9 Maddesi ile Mahalle Yönetimini, 17 ve 18 Maddeleri ile Belediye Meclisinin yetkilerini, 24 Madde ile İhtisas komisyonlarının sorumluluklarını anlamaya ve haklarımızı kullanarak süreçlere katılmayı, etkili olmayı denemeye var mısınız?
Değerli hemşerilerim Ankara Kent Konseyi SÖZCÜSÜ adayı olarak, sizlerle paylaşmak istediğim son hayalim, şu an vereceğiniz olumlu tepki ile bir hedef haline hemen dönüşebilecek bir hayal.
Bugün yapılacak seçim AKK de yapılacak son seçimler olsun mu? Son iki hafta yaşadıklarımız bile seçim atmosferlerinin bize yaramadığını, seçim sürecini yönetemediğimizi tekrar teyit etti. Yarından itibaren, AKK bileşenleri iktidarı ele geçirmek kaygısını ve rekabeti bir kenara bırakarak YEREL SİYASETİ İNŞA etmeye başlasınlar mı?
Haydi, örgütlü yapılarımız içindeki rekabeti ve seçim fetişizmini bitirmeye AKK’den başlayalım. Bundan sonra AKK’de hiç seçim yapmayalım, bu genel kurulun AKK’nin son seçimli genel kurulu olmasına ne dersiniz?
NASIL MI OLACAK? Meclisler ve Çalışma gruplarımızın kendi içlerinde öne çıkan hemşerilerini birikimleri ve yeterli zamanları olmalarına göre sıra ile öne çıkararak, AKK Yürütme Kurulu yerine her yapıdan iki arkadaşın katılımıyla oluşacak AKK KOORDİNASYON Kuruluna göndermelerine NE DERSİNİZ? Koordinasyon kurulunun da kendi içinden iki hemşerisini her yıl değiştirmek üzere, SÖZCÜLER olarak belirlemelerine NE DERSİNİZ?
Seçilen hemşerilerimizin performanslarının yeterince tatmin edici olmadığı durumlarda “Geri Çağırma” yöntemi ile temsilcilerin ve sözcülerin değiştirilmelerine NE DERSİNİZ? Böylece Temsili demokrasinin üstümüze çökmüş geleneklerinden kurtulmaya başlamış olmaz mıyız?
Biraz önce söylediğim gibi; SİZLERİ hayallerimiz, birikimlerimiz ve ihtiyaçlarımız ile kentin yönetimine katkı koymaya DAVET ediyorum.
Belediyemizin Stratejik Planı ve Belediyemizin Bütçesinin hazırlanması süreçlerine katılan, katkılar sunan ve her ay Belediye Meclisi gündemine Tavsiye Kararları gönderen bir Kent Konseyi oluşturmaya NE DERSİNİZ?
İddiamız budur değerli hemşerilerim. İşte bu iddia ile, Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin, Sosyal Hukuk Devletinin ihtiyacı olan DUYARLI AKTİF YURTTAŞLAR sayısını arttırmak amacıyla, Ankara Kent Konseyi bileşenlerine düşen sorumlulukları üstlenmesi gereken DUYARLI AKTİF HEMŞERİLERİ buluşturmak süreçlerine emek vermek için AKK sözcülüğüne adayım ve desteklerinizi istiyorum.
GÜVEN duygusu ile BİRLİKTELİKLER oluşturup COŞKU ile dayanışıp, üretip, paylaşmaya var mısınız? Uygulamalarımızla hem Ankara’nın geleceğini şekillendirmeye, hem de iyi örneklerimizle ülkemiz geneline ilham vermeye var mısınız?
Son baharda yapacağımız genel kurulda, mevcut yönergemizin güncellenmesi gereken maddelerini de konuşabiliriz ve hatta ilçe kent konseylerimizle il kent konseylerimiz arasındaki koordinasyonunun, iş birliğinin nasıl etkili olabileceğini tartışmaya başlayabiliriz. Bursa BŞB Sn. Mustafa Bozbey’in on yıldır üzerinde yeterince konuşulmayan sistem önerileri var, hep birlikte değerlendirebiliriz belki ..
Özetle, bana vereceğiniz bu destek bugün sadece bir oy vermek gibi görünse de ondan ibaret değil, değerli hemşerilerim.
Bugün burada sadece AKK başkanını değiştirmeyeceğiz, siyaset anlayışlarımızı değiştirerek HEP BİRLİKTE değişeceğiz. Siyaset üretmenin sadece hep aynı siyasi figürlere veya siyasi partilerimize bırakılamayacak kadar değerli olduğunu bilen bizler, AKK’nin bir DEMOKRASİ OKULU olması için elimizden geleni yapmalıyız, diye düşünüyorum.
Haklarımızı, sorumluluklarımızı ve yaşadıklarımızı vicdanı ile sorgulayan herkes, istisnasız herkes değişecek. Gündeme gelen öneriler üzerine düşünen herkesin Kent Konseylerine, Haklarımıza ve Sorumluluklarımıza bakışları değişecek ve dolayısıyla AKK’de KATILIMLI demokrasi anlayışımız ve dayanışarak üretmek anlayışımız değişecek, kesinlikle inanıyorum, değerli hemşerilerim.
Kürsüden inmeden önce; bana defalarca sorulan bir soruya buradan basit birkaç örnekle cevap vermek istiyorum. Tanıdık tanımadık çok fazla hemşerim “Neden sözcü adaylığının altını çiziyorsun?” diye sordu.
Cevabın kolay anlaşılabilmesi için sizlerden bir ricam var. Cep telefonlarınızda AKK instagram hesabını açar mısınız? Teşekkürler. Şu an yaklaşık 3350 ileti görünüyor. Çabukça ekranı kaydırın, kimin fotoğraflarını görüyorsunuz? Bir kurumsal yapının hem de KK gibi bir Demokrasi Okulu olması gereken kurumsal bir yapının iletişim sayfasındaki fotoğrafların %90’ı aynı kişiye ait olabilir mi? olmaz olmamalı olamaz. Aday olmadığım Başkanlık böyle bir şey işte ..
Teknik idari kadronun (kendilerine uygulanan baskı altında) kurumsal sayfamızı aile albümüne çevirme çabası içinde AKK Genel Kurulunu fark etmemeleri doğal diyelim.
Ama altı icra kurulu üyesi, 30 YKÜ, 40 Danışma Kurulu üyesinden bir kişinin dahi; “arkadaşlar, sayfamıza bir kez de olsa 7 temmuzda yapılacak olan AKK GK ile ilgili bilgilendirme paylaşımı yapalım” demesi gerekmiyor muydu? Bence konu fark etmeme meselesinden çok bir tercih. Peki NEDEN? Sizlerin fikri varsa söyleyin lütfen. AKK’nin çok takip edilen instagram hesabında 7 Temmuz’da bugün gerçekleştirdiğimiz GK ile ilgili duyuru ve bilgilendirmeler neden YOKTU?
AKK dahil birçok KK yönergesinde yazılı olduğu gibi; seçimden en az 15 gün önce askıya çıkarılması gereken delege listesi seçimden sadece üç gün önce askıya değil masaya konabildi. İki adaydan biri olarak benim delegelerin kurumsal iletişim adreslerine ulaşmam, bir eposta göndermem bile engellendi. Ama diğer aday AKK Gençlik Meclisimizin gönüllülerinin de desteği ile her delegeye telefon ile ulaşarak selamlarının iletilmesini sağladı.
Delegelik başvurusu yapan kurum temsilcilerinden destek imzaları isteyerek çok imzalı başkanlık adaylığı dilekçesi oluşturmak, geleneksel rekabetçi siyaset kültürünün terk edilmesi gereken başka bir parçası, diye düşünüyorum.
Ben sadece kendi imzam ile AKK sözcülüğüne adaylık dilekçesi verip karşınıza çıktım. Hem kendilerine hem de bana oy isteyecek ve getirebilecek kişilerden bir Yürütme Kurulu blok listesi oluşturmak yerine dileyen herkesin bireysel olarak aday olmasını değerli bulduğumu söyledim. YK listesi oluşturmayı öneren herkese, dileyenlerin kendi çevrelerinden uygun gördükleri hemşerilerini bireysel aday olmaya davet ve hatta teşvik etmelerini önerdim. Benim demokrasi anlayışım, liyakat ile seçim yapılması anlayışım böyle işte.
Bu konunun iyi anlaşılabilmesi için son örneğim de;
YANSI 17 Bilirsiniz bazen kişiler “öyle duygusallaşırlar ki” davranışları ile ilgili akıl yürütmek, yorumlamak zor hale gelir. Cuma günü genel kurulda bugün yaşanması olası sıkışıklıklara dair çözüm önerilerimi yazdığım dilekçemi vermek için gittiğim AKK binasına hatta bahçesine bile girişim engellendi. Güvenlik görevlisinin bana söylediğine göre “başkan Halil İbrahim Yılmaz; randevusu olmayan, kimle görüşeceği belli olmayan kimseyi içeri almayın” demiş. Ben “kimse ile görüşmeyeceğim, AKK YK’na dilekçe vereceğim” deyip dilekçemi gösterince, AKK Koordinatörü olduğu söylenen kişiye sordular ve onun cevabının “dilekçesini ABB ye versin” olduğu söylendi. AKK’ne yazdığım dilekçemin ABB’ne verilmesinin istendiğin, iletmek üzere kapı önünden HİY’ı aradım ama cevap alamadım.
YKÜ Ceren hanımı aradım, uygun olduğunda beş dakika içinde geri aradı, sağ olsun. Oradaki görevlilere “hemşerimizi içeri alın” diyemedi ama “kendisinin dilekçesini alın, ben gelince sizden alacağım” dedi. Kendisine teşekkür ederim. Konu özeli ve geneli ile ilgili olarak yorumu sizlere bırakıyor “herkese değerleri ve vicdanları ile huzurlu bir yaşam diliyorum”.
Üç gün önce, geçen Perşembe günü de; delege listesinde ismimi kontrol etmek için AKK ne gittiğimde HİY’nin söylediklerini ve çevresindekilere yaşattıklarını sizlere anlatmak değil hiç hatırlamak bile istemiyorum. Soğukkanlı ve yapıcı görünen bir YK üyesinin de beni teselli etmeye çalışırken söyledikleri en az o kadar korkunçtu “neden aday oluyorsun Mehmet bey, kazanamayacaksın. 2,700 delegenin 2,600 ünü tanıyoruz, 150 tanesini sadece ben yazdırdım” demesini sonra yanındaki genç bir arkadaşa dönerek “seni kim delege yaptı” diye sormasını Onun da sakin bir sesle “siz” diye cevaplamasına şahit olmaktan dolayı ÇOK üzüldüm, çok ÜZGÜNÜM.
İşte bu geleneksel siyaset kültürünü, kişileri öne çıkaran kültürü değiştirmek için Belediye Kanunu’nun 76. Maddesi var, Kent Konseyleri Yönetmeliği var, Ankara Kent Konseyi var değerli hemşerilerim. AKK delegeleri bırakın başkalarının, kendi özgür iradeleri ile bile delege olamazlar, olmamalılar. Onları, üyeleri oldukları Derneğin Genel Kuruluna katılan üyelerinin belirleyecekleri günleri hep birlikte inşa edeceğiz.
Şu an birilerinin kişisel fotoğraf albümü gibi olan bu sosyal medya hesapları da yarından itibaren Ankaralıların bilgi alma, birbirinden öğrenme ve hemşerilik kültürü geliştirmek araçları olacak. Onun için AKK SÖZCÜLÜĞÜNE ADAYIM.
YANSI 18 Biraz önce AKK binasına üç gün önce konan yeni levhadan bahsetmiştim. AKK yazısı üstüne bir slogan ve bir de logo konmuş. Bunlar ne zaman belirlendi ve hangi GK da sizler tarafından onaylandı hatırlayamadım. Muhtemelen bugün bunların da kabulü için el kaldırmamız istenecektir.
Kapının üstüne yazılan slogan veya motto “BU SEYİRDE HERKES KAPTAN” eminim herkes tarafından yorumlanacak ve olası en kısa zamanda daha iyisi ile değiştirilecektir. BAŞKENT’TE HERKES ÖZNE sloganı da benim önerim olsun.
YANSI 19 Delegelerimizin tamamına dağıtmak üzere 3.000 adet çoğalttığım ne yazık ki birçoğunuza ulaştıramadığımız “ADAYIM ÇÜNKÜ” el ilanındaki satırları okumanızı ve oy vermeden önce değerlendirmenizi diliyorum.
YANSI 20 Bu duygu ve düşüncelerle, HEPİNİZİ birlikte yol yürümeye, DEMOKRASİ OKULU olan Ankara Kent Konseyinin aktif bileşenleri olmaya, ORTAK İRADE geliştirmeye, ETKİLİ İŞ BİRLİKLERİ için uygun İKLİM ve ORTAM oluşturmaya ve Ankara’da parçaları olduğumuz temsili demokrasi geleneğini değiştirmeye davet ederken, sevgi ve saygılarım ile selamlıyorum.
En son cümlemde, gurur ile parçaları olduğum iki yapıdan olsun.
ODTÜ Mezunları Derneği’nde 2018 yılında yapılan bir çalıştayda toplumsal eksikliğimizin İletişim, İlişki ve İş birliği olduğu, bunun için ilk adımlarımızın BİRLEŞİK AKIL amacı ile birbirimizi Fark etmek, Tanışmak, Dinlemek ve Anlamak olduğunun altı çizilmişti. Bizlerde deneyebiliriz.
YANSI 21 İkinci paylaşımım da, Çayyolu’ndaki komşularımın kuruldukları ilk yıldan beri kullandıkları slogandan esinlenerek olsun.
Çayyolulu komşular “Hiçbirimiz Hepimiz Kadar Güçlü Değiliz” diyorlar.
Ben de sözlerimi “Hiçbirimiz Hepimiz Kadar Etkili Olamayız” diyerek bitireyim.
Hepimize kolay gelsin ? 20240707