BOŞ VERELİM

Değerli arkadaşlarım, komşularım, hemşerilerim, yurttaşlarım merhaba,

Diyorum ki; yaşamakta olduğumuz kaos’u boş verelim. Ne dersiniz?

Yanlış okumadınız, yaşadığımız ve ne yazık ki yaşamlarımızı (tahmin etmekte zorlanacağımızdan bile daha fazla) olumsuz etkileyecek olan “kaosu boş verelim” diyorum.

Küçüğü veya büyüğü ile krizlerin yönetilmesi zorluklarının ve sonuçlarına dayanılmasının ne demek olabileceğini tahmin edebiliyoruz. Zira hem ülke hem de dünya ölçeğinde defalarca yaşadık veya yaşananları okuduk.

Bu tecrübe ile ve gözlerimiz kapalı olarak içine sürüklendiğimiz “kaos”u, şeffaflık, hukuk, liyakat kavramlarının anlamlarının dahi unutulduğu günlerde yaşamak hiç kolay olmayacak, eminim.

Buna rağmen diyorum ki; ekonomik, siyasi, idari belirsizlikler yanında ölümcül sağlık sorunlarımızın da gündemde olduğu dönemde

CHP Kurultayından sonra MYK listesine kimlerin gireceğini / girdiğini,

Kılıçdaroğlu’nun “dostlarımız” tarifinin kimleri kapsadığını,

İnce’nin yeni Parti kurup / kurmayacağını,

Akşener’in Bahçeli’nin davetine kamera önü ve arkasında nasıl tepkiler verdiğini / vereceğini,

AKP temsilcilerinin yarattıkları durumun mazereti olarak hangi yurt içi/dışı etkileri öne çıkartacaklarını,

döviz kurundaki dalgalanmaları ve altının altın çağını yaşarken nerelere kadar yükseleceğini BOŞ VERİN, boş verelim.

Zor geçecek birkaç yılda, ailelerimizden, arkadaşlarımızdan, komşularımızdan, hemşerilerimizden başlayarak yaşam alanlarımızda birbirimizi fark etmeye, anlamak için dinlemeye, hayallerimizi ve ihtiyaçlarımızı seslendirmeye, önceliklerimizi ortaklaştırmaya, birleşik akıllarımız ile dayanışma yöntemleri belirlemeye, sürecin izlenmesi ve iyileştirilebilmesi ile ilgili ilkeler belirlemeye odaklanalım, çevremizdeki kişi ve gruplarla iletişime geçerek güven duyguları ile ilişkiler kurarak, coşku ile üreteceğimiz işbirlikleri yapma cesaretleri gösterelim.

Eğer, mikro ölçekte başlatılan sözü edilen dayanışmalarda iyi örnekler üretilebilirse, belli zaman aralıkları ile bunların nasıl gerçekleştirildiklerini yüz yüze ve/veya sosyal medya araçları aracılıkları ile paylaşarak birbirimize öğretmenin, birbirimizden öğrenmenin keyfini yaşayalım ve umudumuzu arttıralım.

Hayde, bir süre için boş verelim, doğanın sorumsuzca “kimler” tarafından katledildiğine, lokmamızın yüzyıllardır “nasıl” tabağımızdan alındığına, hak hukuk adaletin yaşamımızın “neden” doğal parçası olmamasına.

Boş verelim çünkü bu kez, ayaklarımızı yere basarak birbirimizi fark etmek ve slogan ile ütopya arasındaki merdivenleri inşa etmek üzere, çayı yeniden “ama bu kez birlikte” demlemek zamanındayız.

Unutmayalım, birbirimizin ve birlikteliğimizin değerinin farkında olmadan ve tabii ki sabırla emek vermeden dönüşüm ol(a)maz.

Yolumuz açık, şansımız bol olsun, hayde ..

Sevgilerimle,

2 thoughts on “BOŞ VERELİM”

  1. Bu yazdıklarınızın hepsini adım adım yapalım Mehmet hocam. Ancak hiç bir şeyi boş vermeden yapalım. Zira hükmü olmayan bir toplum olursak, bırakın komşuluğu ve üretmeyi nefes bile alamayacak günlerimiz kapının hemen dışında bizi bekliyor.

Sizin düşünceniz nedir ?

Scroll to Top