Değerli yurttaşlarım merhaba,
Sizler, bizlerin davetleri ile 23 Mart 2025 Pazar günü mahallelerinizdeki sandıklarda oy kullanmak için bildirilen mekanlara, belki de hayatınızda ilk kez, gelerek Ekrem İmamoğlu’nun CHP Cumhurbaşkanı adayı olmasını istediğinizi belirttiniz.
Bu destek sadece bir adayın belirlenmesi veya başkasının reddedilmesi için verilmemişti, değil mi?
Sizden “o gün” neden sandığa gidip oy verdiğinizi, üyesi olmadığınız bir Parti’nin (ne zaman olacağı belli olmayan bir seçim için) adayını sizlerin görüşlerine neden sunduğunu, hatta neden kuyrukta beklediğinizi ve oy kullandıktan sonra ne/ler hissettiğinizi düşünmenizi hatırlamanızı istesem, ne dersiniz?
Bence; lütfen düşünün…
Sizce, Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti ve Sosyal Hukuk Devleti’nin ikinci yüzyılının yaklaşık iki yılını geride bırakırken yaşadıklarımızı hak ediyor muyuz?
Peki ya ileriye doğru baktığınızda; ülkemizi ve yurttaşlar olarak bizleri, çocuklarımızı, torunlarımızı bekleyen koşullar ile ilgili tahminleriniz, ön görüleriniz var mı?
Lütfen düşünürken bir kenara da notlar almayı ihmal etmeyin…
Bu gece uyumaya gidene kadar yukardaki iki sorunun size hatırlattıkları kilit kavramları ve yazdıklarınızın sizin için anlamlarını bir kağıda not almanızı rica etsem, ne dersiniz?
Yarın sabah kahvaltı sonrası keyif çayınızdan alacağınız destek ile bir önceki gece yazıklarınızı okuduğunuzda neler hissettiğinizi de elinizdeki veya masanızdaki kağıda yazın lütfen. Kağıdın alt köşesine de günün tarihini atmak bu satırları daha anlamlı hale getirebilir, diye düşünüyorum.
Yazdıklarınızı istediğiniz kadar, istediğiniz zaman aralıkları ile tekrar tekrar okuyabilirsiniz…
Bu girişten sonra sizi Sinan Kayalıgil hocamın “Aktif Yurttaşların Birkaç Arpa Boyu Yolculuğu” kitabımın 183. sayfasında yazılı olan cümlesini dikkatle okumaya davet diyorum.
“Siyaset, toplumsal bir gelecek yaşam hayali ile başlayan, bu ortak hayalin peşinde benzer hayalleri olanlarla örgütlenme ve destek alarak örgütlenenlerin sözünün geçmesi için başkalarını ikna etme uğraşıdır.”
Sinan hocam aynı yazının devamında, kitabın 186. sayfasında da şöyle demiş “Örgütlenme, örgüt şemasıyla, insan toplamakla, ekip olmakla, lider aramakla sınırlı değil. Örgütlenme bir kültür yaratma işidir. Buna aracı olan da ortaklaşılan hayaller ve tercihlerdir.”
Bu cümleleri okumak neler hissettirdi bilemiyorum ama benim anlamlı ve üzerine düşünülesi bulduğum cümlelerden sonra bu yazımı ORTAK HAYALLERİMİZ olduğuna inandığım sizlerle paylaşma nedenime geleyim.
Biliyor musunuz bilmiyorum ama ilk seçimlerde iktidar olacak olan CHP’nin önündeki en önemli çalışmalardan biri PARTİ PROGRAMI’nın gözden geçirilmesi ve gerekli güncellemelerin yapılması olacak.
Parti Programını ve dolayısıyla iktidar olunduğunda hayata geçirilmeye çalışılacak görüşleri, yöntemleri, eylemleri ve ilgili değerleri, ilkeleri, öncelikleri belirleyip uygulayacak kadroların ve delegelerin belirlenmeleri süreci de ülkemizdeki tüm mahallelerde bu hafta başladı.
Program şöyle:
13 Ağustos – 7 Eylül 2025: Mahalle delegelerinin belirleneceği seçimlerin yapılması
13 Eylül – 5 Ekim 2025: İlçe Kongrelerinin düzenlenmeleri
11 Ekim -5 Kasım 2025: İl Kongrelerinin gerçekleştirilmeleri
2026 yılı ilk aylarında da CHP 39. Kurultayı’nın yapılması.
“Bana ne” demediğinizi ama “eee” dediğinizi duyuyorum, değerli yurttaşlarım.
Sizlerden ricam: 23 Mart’ta parçası olduğunuz süreci devam ettirip, mahallelerinizdeki delege adaylarını merak ederek, hangi özellikleri ve birikimleri ile sadece bizleri değil sizleri de ilçe kongresinde temsil etmeye niyetlendiklerini sorgulayarak,
geleneksel siyaset yerine yerelden yeniden siyaset kültürünü inşa etmek için 23 Mart’ta attığınız çok değerli ilk adımın devamında bizi “bize” bırakmayıp,
tıpkı 23 Mart 2025 Pazar günü 1.653.887 Parti üyesinin yanında 13.844.070 yurtsever olarak BİZ DE VARIZ dediğiniz gibi yine yanımızda olun.
Değerli yurttaşlarım,
Partimiz üyeleri olmasanız da, mahallenizdeki delegelerin birikimlerinin ve vizyonlarının, ilk seçimde iktidar olacak olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin Parti Programının yazılmasında ve Parti Yöneticilerinin belirlenmelerinde sorumluluk ve yetki alabilecek nitelikte olmalarını isteyin, taleplerinizi seslendirin, takip edin, hesap sorun.
HAYAL ORTAKLARI olmayı başaramadığımız durumda “başkalarının hayallerinin kader ortakları” olmamız kaçınılmaz…
KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA
YA HEP BERABER
YA HEP BERABER
Sevgilerimle,
NOT: “Keşke bu daveti CHP MYK kararı ile ilçe ve il teşkilatları yapsa idi” konusunu başka bir yazıda değerlendirmeye devam ederiz.